Para Piyasalarında Risk Yönetimi

Para Piyasalarında Risk Yönetimi

Para Piyasalarında Risk Yönetimi – Risk hayatın her alanında olduğu gibi finans alanında da oldukça etkili bir faktör olup birçok disiplin ile de yakından ilişkilidir. Öngörülebilir düzeydeki risk faktörü çalışma hayatında süreklilik sağlaması açısından kabul görülebilir bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır.

Para Piyasası Nedir?

Para piyasasında risk yönetimi konusunu ele almak için öncelikle para piyasası nedir sorusunu ifade etmek gerekir. Para piyasası; parasal fonların arz ve talep edildiği ekonomik piyasayı ifade etmek için kullanılır. Para piyasasında işlemler 1 yıldan kısa süreli olarak işlemektedir. Para piyasasının araçlarını ticari senetler ve piyasanın kaynaklarını ise çeşitli mevduatlar oluşturmaktadır.

Finansal Risk Nedir?

Finansal açıdan risk şöyle ifade edilebilir; Getirisi olan bir unsurun gelecekte alternatif durumlara bağlı olarak faaliyet göstermesi ve bu durumlardan en az birinin negatif ya da pozitif bir getiri ile sonuçlanmasının gerekli olduğu durumdur. Finans alanında riski tanımlarken şunlarda tanıma eklenebilir:
• Planların başarısız olma olasılığı,
• Kar edememe ya da zarar etme olasılığı,
• Hatalı kararlar alma tehlikesi,
• Beklenmedik sonuçlar ile karşılaşma olasılığı.
Risk kavramında dikkat edilmesi gereken nokta ise, her zaman gerçekleşen sonuçlar ile beklenen sonuçlar aynı olmayabilir, yani negatif durumlara işaret eden olgular bazen pozitif de olabilir. Her iki durumda da sapmalar görülebileceği için; risk kavramı her iki durumu da temsil edebilir.
Risk yönetimi ise bir şirket, işletme veya örgüt tarafından karşılaşılan kayıpları ve kayıp ve zararların azaltılmasında örgütün, işletmenin amaç ve hedeflerine yönelik en iyi yöntemleri, sistematik olarak tanımlayan ve analizlerini yapan bir süreç olarak ifade edilebilir. Risk, tahmin edilebilir, ölçümlenebilir ve yönetilebilir iken bu durumun yönetilemeyen kısmına belirsizlik denilmektedir ve riskin gerçek payı bu noktada hissedilir.
Ekonomik risk yönetimi noktasında risk analizini yapanlar ve karar almak üzere kullananlar açısından objektif bir biçimde ve ortak bir kararla ifade edilebilmesi için, riskin farklı şekillerde sembolleştirildiği gözlemlenmektedir. Bu sembolik ifadeler bir ve sıfır veya sıfır ile yüz arasındaki değişen parametrelerde sayısal değerler şeklinde kullanılabileceği gibi, sayısal değer içermeyen alfa numerik veya bulanık mantık terminolojisinde kullanılan sembolik ifadeler şeklinde de sembolleştirilebilir. Finansal piyasalarda risk yönetimini gerçekleştirebilmek için ölçülebilmesi, öngörülebilir olması ve kabul edilebilir seviyelere indirilebilmesi azami öneme sahiptir.

Finansal Piyasalarda Risk Yönetimi Nedir?

Para piyasalarında gerçekleştirilen finansal risk yönetimi, 2008 küresel finans krizi sonrası ve şu an günümüzde oldukça önem kazanmıştır. Örgütlenmiş para piyasasının kaynaklarından olan bankacılık sistemindeki standardizasyonun sağlanması ve tekrarlı şekilde gerçekleşen zaman içerisinde karşılaşılan finansal risklerin sebep olduğu sorunlar nedeniyle, “Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS: Bank for International Settlements)” bünyesinde “Basel Komitesi” oluşturulmuştur. Komite tarafından bütün finans piyasasını idare eden bankalarda risk yönetimine ait standartlar geliştirilmektedir.Finansal piyasalarda karşılaşılan ve karşılaşılabilecek risk türleri ana hatları ile bakılacak olursa; Finansal riskler veya finansal olmayan riskler olarak ikiye ayrılmaktadır. Finansal piyasalarda görülen bu risklerin pek çok alt başlığı bulunmaktadır. Bu risklerin çeşitleri arttırılabileceği gibi zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılabildikleri de görülmektedir.
Finansal Risk Kavramı ve Çeşitleri
Finansal risk ve bunlara ait olan pek çok çeşitli kolları bulunmaktadır. Finansal risk yönetimi nedir konusuna, kısaca tekrar değinmek gerekirse, işletmelerin veya bireysel olarak kişilerin öncelikle para ve değerli varlıklarını kaybetme olasılığına finansal risk denmektedir ve bu alanda etkin bir risk yönetimi gerekmektedir. Örneğin; Finansal piyasalarda alım / satım yapıldığı zaman para kaybetme olasılığı var ise, buna finansal risk denilebilir. Para piyasalarında potansiyel riskler oldukça fazladır ve bu nedenle birçok uzman analist, finansal riskleri dört gruba ayırmaktadır:
Bunlar;
• Piyasa Riski
• Likidite Riski
• Kredi Riski
• Operasyonel Risk


Risk kavramı, herhangi bir finansal işlemde ve genel işleyişte giden para piyasalarında oldukça olağan bir durumdur. Eğer gelir dengenizi yüksekte tutmak istiyorsanız, iyi bir risk yönetimi yapmalı, riskleri oldukça engellemeli ve gelir kaybınızın en düşük seviyelerde seyretmesini sağlamalısınız. Sağlam bir finansal risk yönetimi ile karşılaşılabilecek tüm risk ve olumsuzluklar önceden tespit edilebilir ve finansal kayıptan mümkün olduğunca kaçınmış şekilde tedbir alınabilir.

Finansal Risk Kategorileri

Piyasa Riski

Piyasa riski nedir hakkında bilgi edinmek isteyen okuyucular için; piyasa riski, bilanço içi ve bilanço dışı hesaplarda tutulan tüm pozisyonlarda, finansal piyasa nedeniyle oluşan dalgalanmalardan kaynaklanan faiz, döviz kuru, hisse senedi ve emtia fiyat değişimlerine bağlı olarak ortaya çıkan; faiz oranı riski, kur riski ve hisse senedi pozisyon riski gibi riskler nedeniyle zarar etme olasılığıdır.
Piyasa riski kapsamında ele alınan bir diğer olumsuz durum ise, yoğunlaşma riski olan portföy içerisinde aynı kişi, kurum veya varlıklara işlem yapılmasından dolayı kaynaklanan finansal riski ifade etmektedir. Piyasa riski, riske maruz olan değer (Value at risk) analizi ile ölçülmektedir. Value et risk değeri, Ticari portföyün finansal piyasadaki dalgalanmaları sebebiyle belirli bir anda uğrayabileceği potansiyel finansal zararı belirli bir güven aralığında ölçmektedir.

Faiz Riski

Finansal piyasada faaliyette olan faiz oranlarında yaşanan değişimlerden dolayı karşılaşılan risktir. Bu risk herhangi bir yatırımdan beklenen finansal getiriyi olumlu veya olumsuz olarak etkilemekte veya işletmelerin yaptığı finansal borçlanmalar üzerinde etkili olabilmektedir. Bu etkilenmenin sebebi ise; faiz oranı vade sonunda elde edilebilecek veya dışarıya aktarılacak nakit akışları üzerinde doğrudan etki etmektedir. Böyle bir işleyiş içerisinde yanlış bir faiz risk yönetimi, likidite / karlılık ve sermaye yeterliliği konularında sorunlar yaratmaktadır.

Enflasyon Riski

Fiyat artışları sebebiyle paranın satın alma gücünün zayıflaması riskidir. Satın alma gücünde yarattığı risk nedeniyle enflasyon zaman içinde bir yatırım portföyü için de riskler oluşturabilmektedir. Teknik açıdan bakıldığında, enflasyonla birlikte ilişkili olan artan fiyat politikası yatırımlara sağladığı getirileri aşma olasılığını ifade etmektedir.

Döviz Kuru Riski

Bankalar, döviz temelinde bir pozisyon aldıklarında döviz kuru riski ile karşı karşıya kalabilirler. Bu noktada, ekonomik ve politik gelişmelerin yakından takip edilip yorumlanması; döviz kuru kotasyonlarının bu verilere göre belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Döviz alım ve satım işlemlerinde belirsizliğin artması durumunda daha fazla finansal risk oluşuyor, demektir. Daha fazla risk üstlenmesine binaen daha fazla kar beklenmekte ve bu da döviz alım ve satım fiyatları arasında marjın açılmasını gerektirmektedir. Bu marj, finansal dengelerin rayına oturmadığı dövizlerin geniş bir salınım yaptığı dönemlerde artmaktadır.

Emtia Fiyat Riski

Hizmet ve üretimlerde kullanılan girdi maliyetlerinde görülmekte olan artış veya azalışların fiyatlar üzerinde meydana getirdiği risktir. Vadeli gerçekleştirilen finansal işlem piyasalarında emtia ticareti ile bağdaşık risk seviyesi ifade edilmektedir. Talebi aşan ve emtia ticaret fiyatlarının düşmesine neden olan üretim faaliyetlerinde ani bir artış olasılığı da mutlaka göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husustur. Emtia genel olarak altın, bakır, gümüş, petrol, doğal gaz, buğday, şeker, mısır, kahve gibi malların tümüne verilen bir addır.

Likidite Riski

İhtiyaç duyulan miktarda fonun, ihtiyaç duyulduğu anda uygun bir maliyetle bulunamaması veyahut bir finansal varlığın gerektiği zamanda ve istenilen fiyatta elden çıkarılamaması durumu sonucunda uğranılması muhtemel olan finansal kayıp durumu olarak ifade edilebilir. Likidite riski, kısaca, nakit giriş ve çıkışlarının vadesel olarak yarattığı uyumsuzluk riskidir. Bankaların pasif durumdaki yükümlülükleri karşılayamaması şeklinde de ifade edilen likidite riski, müşterilerin ticari pozisyonlarını, finansal yatırımlarını likidite etmek istemeleri ve aynı zamanda kısa vadeli olarak toplanan fonların uzun vadeli kredi olarak kullandırılması sebebiyle ortaya çıkan bir finansal risk durumudur.

Kredi Riski

Kredi riski nedir sorusuna verilecek cevap, özellikle gelişmiş durumda olan finansal piyasalardaki ticari bankaların en büyük ve en yaygın sahip olduğu risk çeşididir. Kredi riski, finansal kaynak olan bankaların kredi verdiği müşterisi veya kendisiyle anlaşma tarafı olanın anlaşma koşullarına göre uygun bir biçimde mükellefiyetini karşılayamaması ihtimali olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir durumda finansal zarar ve kayıplara uğrayan bankaların sermaye gereksinimleri artmakta ve dolayısıyla başka müşterilere kredi verme imkanları azalmaktadır.
Kredi risk analizi, kredilerle ilgili nakit akışları temelde ele alınarak, esnek olarak belirlenen hesaplama metotları ile risk analizine kaynak olacak tutarların hesaplanmasına yönelik olan fonksiyonları içermektedir. Kredi riski ile ifade edilen bir başka husus da, karşı tarafın kredibilitesinin zayıfladığına da işaret etmektedir. Bir müşterinin kredibilitesinin zayıflaması, ilgili kişinin doğrudan bir ödeme güçlüğü içine girdiği anlamına gelmemekle birlikte, bu olasılığın yükseldiğini ifade etmek için belirtilen bir göstergedir.

Operasyonel Risk

Operasyonel yani süreç riskleri, bireylerden ziyade kurum ya da kuruluşların karşılaştığı birtakım riskleri ifade etmektedir. Genel olarak operasyonel riskler;
• Hata ve usulsüzlüklerden,
• Yönetim ve personel tarafından zaman ve koşullara uygun olarak hareket edilmemesinden,
• Yönetimsel fikir ve davranış hatalarından,
• Bilgi teknolojisi sistemlerinden dolayı meydana gelen hata ve aksamalardan kaynaklanan, zarar olasılıklarıdır.
Finansal iş risklerinde olduğu gibi operasyonel (süreç) risklerinin de etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi için, finansal tehlike yaratabilecek faktörler belirlenmeli ve risklerin oluşma ihtimali ve şiddeti tespit edilerek riskler puanlanmalıdır. Operasyonel riskler, temelde, sistemden kaynaklanan riskler ve çalışan / personelden dolayı kaynaklanan riskler olarak iki faktörden dolayı kaynaklanmaktadır.
Operasyonel risklerin izlenmesi aşamasında, kurum, kuruluş ve işletmelerin finansal işlem hacmi, personel devir hızı, uzlaşma konusundaki başarısızlıkları, aylık ve yıllık üretim hedefleri ile hataları, ertelemeler gibi operasyonel süreçteki performans ölçümleri, operasyonel risklerle ilgili bilgilerin elde edilmesi ve raporlanması için gerekli olan sistemler incelenmektedir.
İşletmelerde kurulacak olan aktif bir iç risk izleme süreci, operasyonel risklerin yönetimi konusundaki ilgili politikalarda, operasyonel süreçlerde ve gerekli prosedürlerde meydana gelen yetersizliklerin tespit edilmesi ve düzeltilmesini sağlamakta ve muhtemel olan finansal kaza ve kayıp risklerinin azaltılmasını sağlamaktadır.
Yasal Risk ve Düzenleme Riski Kavramları
Yasal risk ve düzenleme riski, ulusal ya da uluslararası olarak yasa ya da düzenlemelerdeki beklenmedik birtakım değişimlerden dolayı zarar etme olasılığından dolayı kaynaklanan risklerdir.

Yasal ve Politik Riskler

İş dünyasında faaliyet gösteren ülkelerde meydana gelen politik ve yasal gelişmeler işletmelerin finansal kaynaklı bazı faaliyetlerini doğrudan etkileyen birtakım risklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle işletmelerin aldığı üretim, yatırım, alım / satım gibi kararlarda bu gelişmelerden etkilenmektedir. Yasal ve politik riskler ile ilgili pek çok risk faktörü sayılabilmektedir. Ancak, belli başlı risk faktörleri ise şunlardır;
• Kamulaştırma ve özelleştirmeler
• Yeni kanun teklifleri, yürürlükten kalkan kanun ve düzenlemeler
• İthalat / ihracat ambargoları
• Kota ve teşvikler
• Sık tekrarlanan seçimler
• Politika ve yönetim değişiklikleri
Finansal Risk Yönetim Süreci
Dünya üzerinde faaliyette olan ekonomilerde artan belirsizlikler ve fiyat dalgalanmaları günümüzde daha etkin ve dikkatli bir risk yönetimini zorunlu hale getirmektedir. Finansal sistemin gelişmesi ile birlikte ortaya çıkan risk yönetimi her geçen gün önemini arttırmaktadır.
Finansal risk yönetim süreci birbirine bağımlı olan beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar;
1. Riskin tanımlanması (İdentification of The Risk)
2. Riskin değerlendirilmesi ve riskin hesaplanması (Assessment and Calculation of Risk)
3. Alternatif risk düzeltme araçları arasından seçim yapılması (Choosing Among Alternative Risk Correction Tools)
4. Seçilen alternatiflerin uygulanması (Choosing Among Alternative Risk Correction Tools)
5. Değerlendirme ve kontrol (Evaluation and Control) aşamalarını kapsamaktadır.
Finansal Risk Yönetiminde Kullanılan Yöntemler
Para piyasalarında işleyen süreçte gerçekleşen risklerin sonuçlarında kişi ya da kuruluşlarda meydana gelebilecek kötü sonuçları önlemek adına çeşitli uğraşılar verilmektedir. Risk yönetiminde kullanılan teknikler ise şunlardır;
1. Riskten Kaçınma
Bu yöntemle riski arttıran faaliyetlerde bulunmamak ve riskli işlemleri terk etmek olarak alınan başarılı sonuçları ifade etmektedir. Meydana gelebilecek kötü durumlara karşı şahıs ya da işletmelerin potansiyel tehlikelere karşı gereken önlemleri almasını kapsamaktadır.
2. Riski Kontrol Altında Tutma
Finansal risk yönetiminde kullanılan en yaygın yöntemdir. Riskin algılanmadığı durumlarda şahıslar ya da organizasyonlar bilinçsiz riskleri üstlenebilir. Risklerin algılandığı durumlarda ise, meydana gelebilecek her türlü olumsuz durum hesaplanır ya da tahmin edilir ve böylece kontrol altına alınabilir. Bu aşamada risk; aktif ya da pasif olarak iki şekilde kontrol altında tutulabilir.
3. Riski Azaltma
Meydana gelebilecek istenmeyen durumlar için şahıs ya da kuruluşlar çeşitli önlemler almaktadır. Risklere maruz kalan işletmeler, çeşitli düzenekleri kurmalı, çalışanlarına risk yaratan faaliyetler hakkında bilgi vermeli ve güvenlik açığı hakkında deneyim kazanmalarını sağlamalıdır.
4. Riski Sigorta Etme
Şahıs ya da kuruluşlar, finansal açıdan karşılaşacakları zarar ya da gelir kayıplarının sonuçlarından korunmak için belirli bir prim karşılığında risklerini devretmek için tercih edebilecekleri, pratik ve sık kullanılan bir yöntemdir.